Travma Sonrası Stres Bozuklukları
30 Mar 21

Travma Sonrası Stres Bozuklukları

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra devam eden tepki ve stresin adıdır. TSSB, bir çocuk veya genç kişisel olarak zarar gördüğünde veya başka bir kişinin zarar gördüğüne veya yaralandığına tanık olduğunda ortaya çıkabilir. Bir çocuğun veya gencin TSSB geliştirmesine neden olabilecek şiddet içeren veya travmatik olan olaylar arasında fiziksel veya cinsel istismar, araba kazaları, doğal afetler, saldırı ve kronik şiddete maruz kalma ya da yaşamı tehdit eden bir hastalık teşhisi yer alır. Bir çocuk, olaya fiziksel olarak yakınsa, olay şiddetliyse ya da olay birçok kez tekrarlandıysa onda TSSB gelişebilir. Ek olarak, bir çocuk veya genç, travmatik olaydan sonra ailesinden veya sevdiklerinden çok az olumlu yönde rahatlatıcı bir destek almadıysada onda TSSB gelişebilir. TSSB'si olan bir çocuk veya genç, bir aydan fazla süren ve devam eden üzücü semptom geliştirebilir. Ancak travma yaşayan veya tanık olan çocukların ve gençlerin çoğunluğu travma sonrası stres bozukluğu geliştirmez.


Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

Yeniden Yaşama (Hatırlama)

Travma yaşayan kişide olaydan sonra olayla ilgili anıların zihnine gelmesi sık görülür. Olayla ilgili görüntüler (örneğin ceset görüntüleri), sesler (yardım isteyenlerin haykırışları) onları düşünmek istemediğinde veya aklına getirecek bir durum olmadığı halde bile kişinin zihnine gelebilir. Bu anıların canlanması kişiyi genellikle çok rahatsız eder ve iç sıkıntısı, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama gibi bunaltı belirtilerine yol açar. Bazen de kişi olayı gerçekten yaşıyor gibi olur. Gerçekte bir sarsıntı olmadığı halde yer sallanıyor gibi hissetme, uyanıkken travma anıyla ilgili hayaller görme buna örnektir. Kişi bu durumu öylesine gerçekçi yaşar ki, ona uygun davranabilir: örneğin gördüğü hayallerle konuşabilir, bir tehlike olmadığı halde kaçmaya çalışabilir.  


Kaçınma

Kişi olayı hatırlatan yer, durum, konuşma, hatta duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır. Olayı hatırlamak büyük bir sıkıntı, acı ve korku hissine yol açtığı için kişi olayı hatırlatan yerlere gitmez, bu konulardan bahsetmez veya konuşulan yerlerden uzak durur. Enkaz altında kalmış bazı kişiler evin enkazının bulunduğu yeri, hatta o şehri ziyaret edemeyebilir, olaydan bahsedemeyebilir.

Travma yaşamış kişilerde bazen olayın ayrıntılarını unutma durumu görülebilir. Genellikle olayın en sıkıntı verici bölümleri unutulur veya çok güçlükle hatırlanır. Bu durum “olayı düşünmek istememek”ten farklıdır ve kişi hatırlamak istediği halde hatırlayamaz.

Ruhsal travmalardan sonra insanlardan uzaklaşma, gelecek beklentisinin kalmaması gibi belirtiler de görülebilir. “Benim yaşadıklarımı kimse anlayamaz” tarzında düşünme sık görülür. Kişiler olayı yaşamamış kişilerden duygusal olarak uzak hissedebilirler, duygularında körelme olur, sevinç ve üzüntü hissedemeyebilirler. Bazen kendilerine yardım etmeye çalışanlara öfke duyabilirler, bazı kişiler sadece aynı travmayı yaşamış kişilerle görüşüp, diğerleriyle ilişkiyi kesebilirler. Gelecekle ilgili plan yapılamadığı için sadece o günü yaşama, aktivitelerde azalma görülebilir.


Aşırı Uyarılma

Ruhsal travmadan etkilenmiş kişiler kendilerini diken üstünde, sürekli tetikte hissedebilirler. Her an o olay tekrar olacakmış gibi gelebilir. Davranışlarını bu ihtimali düşünerek şekillendirirler, bu konuda aşırı tedbirli davranırlar. Örneğin istemeden de olsa girdikleri binanın çatlağı var mı, kapısından kolay kaçılabilir mi diye kontrol ederler. Yolda yürürken üstüne devrilmesinden korkup direklere yaklaşmazlar. Tehlikeler konusunda abartılı tedbirler alabilirler. 

Aşırı uyarılmanın diğer göstergeleri ani ses ve hareketlerde irkilme veya yerinden sıçramadır. Kapı çarpması, yüksek sesle konuşma, birinin aniden odaya girmesi gibi beklenmedik durumlar kişinin yerinden sıçramasına ve uzunca sürebilen bunaltı belirtilerine (çarpıntı, terleme, titreme, nefes daralması) yol açar.

Özellikle uykuya dalmakta güçlük sık görülür. Travmayla ilgili korkular nedeniyle uykuya dalmak saatler sürebilir, normalde uyandırmayacak seslerle kişi kolayca uyanabilir.

Çocuklarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

  • Uyku korkusu, kabuslar veya yatak ıslatma gibi uyku bozuklukları
  • Travmatik olay hatırlatıldığında aşırı duygusal tepkiler
  • Ağlama ve depresif duygular
  • Kolayca ürkmek veya gergin olmak
  • Eskiden zevk aldıkları şeylere karşı ilgi kaybı
  • Genel olarak insanlara tepki eksikliği
  • Kötü huylu, saldırgan ve hatta şiddet içeren davranışlar
  • Olayla ilgili anıları geri getiren belirli yerlerden veya durumlardan kaçınmak
  • Travmatik olayın geri dönüşleri veya rahatsız edici görüntüleri
  • Travmatik olayı konuşma veya oyun yoluyla yeniden yaratma ve yeniden yaşama
  • Konsantrasyon veya dikkatle ilgili sorunlar
  • Küçüklükte kalması gereken davranışların görülmesi (örneğin, parmaklarını emmek veya bir ebeveyn veya kardeşle yatmak istemek)


Çocuklarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisi

Travma yaşayan herkesin TSSB geliştirmediğini ve TSSB geliştiren herkesin psikiyatrik tedavi gerektirmediği bilinmelidir. Bazı insanlar için TSSB semptomları zamanla azalır veya kaybolur. Diğerleri destek sistemlerinin (aile, arkadaşlar veya din adamları) yardımıyla daha iyi olurlar. Ancak TSSB'si olan birçok insan, yoğun ve günlük işlevini engelleyen psikolojik sıkıntıdan kurtulmak için profesyonel tedaviye ihtiyaç duyar. Travmanın ciddi sıkıntılara yol açabilmektedir. Bu sıkıntı bireyin hatası değildir ve TSSB tedavi edilebilirdir. Bir kişi ne kadar erken tedavi görürse, iyileşme şansı o kadar iyi olur.

Psikiyatristler ve diğer ruh sağlığı uzmanları, insanların TSSB'den kurtulmalarına yardımcı olmak için çeşitli etkili (araştırmalarla kanıtlanmış) yöntemler kullanır. Hem konuşma terapisi (psikoterapi) hem de ilaç tedavisi, TSSB için kanıta dayalı etkili tedaviler arasındadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi

Psikoterapinin bir kategorisi olan bilişsel davranış terapileri (BDT) çok etkilidir. Bilişsel işleme terapisi, uzun süreli maruz kalma terapisi ve stres aşılama terapisi (aşağıda açıklanmıştır), TSSB'yi tedavi etmek için kullanılan BDT türleri arasındadır.

Bilişsel İşleme Terapisi

Travma nedeniyle acı veren olumsuz duyguları (utanç, suçluluk vb.) ve inançları ("başarısız oldum"; "dünya tehlikelidir" gibi) değiştirmeye odaklanır. Terapistler, kişinin bu tür üzücü anılar ve duygularla yüzleşmesine yardımcı olur.

Uzun Süreli Maruz Kalma Terapisi

Bir kişinin korku ve sıkıntıyla yüzleşmesine ve kontrol altına almasına ve başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olmak için, travmanın veya semptom “tetikleyicilerine” aşamalı olarak maruz kalmanın tekrarlanan, ayrıntılı bir şekilde hayal edilmesini kullanır. Örneğin, sanal gerçeklik programları, PTSD'li savaş gazilerinin savaş alanını kontrollü, terapötik bir şekilde yeniden deneyimlemelerine yardımcı olmak için kullanılmıştır.

Stres Aşılama Terapisi

Bir hastalığa maruz kaldıktan sonra enfeksiyonu önlemek için aşının aşılanması gibi, bireyi daha hafif stres seviyelerine maruz bırakarak stresli tetikleyicilere karşı başarılı bir şekilde savunmak için gerekli başa çıkma becerileriyle donatmayı amaçlar.

Grup Terapisi

Benzer travmatik olaylardan kurtulanları, rahat ve yargılayıcı olmayan bir ortamda deneyimlerini ve tepkilerini paylaşmaya teşvik eder. Grup üyeleri, birçok insanın aynı şekilde tepki vereceğini ve aynı duyguları hissedeceğini fark etmelerine yardımcı olur. Aile terapisi de yardımcı olabilir çünkü TSSB'si olan kişinin davranışı ve sıkıntısı tüm aileyi etkileyebilir.


Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisinde İlaç Tedavisi

İlaç , TSSB semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olabilir. Ek olarak, ilacın sağladığı semptom rahatlaması, birçok kişinin psikoterapiye daha etkili bir şekilde katılmasını sağlar.

SSRI'lar ve SNRI'ler (seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri) gibi bazı antidepresanlar, TSSB'nin temel semptomlarını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır. Tek başlarına, psikoterapi ile ya da diğer tedavilerle birlikte kullanılırlar.

KAYNAKLAR: psychiatry.org, psikiyatri.org.tr